Günümüzde yaşanan küresel kriz sürecinde Petrol İhraç Eden Ülkeler (OPEC) tarafından yapılan petrol satışları git gide düşüyor. Bu düşüşlerin ana sebebi ise alternatif enerjilerin kullanımı, alternatif petrolün piyasaya sürülmüş olması ve talepteki erozyondur.
Küresel dünyada artan savaşlar ve yaşanan doğal afetler sonucunda IEF, petrol harcamalarının Savaş Riles Pazarı olarak 2022'de iyileşmeyeceğini söyledi. Küreselciler bu düşüncede olurken piyasalar hız kesmeden çöküşlerle karşı karşıya kaldı. Bu durum, dünya devletlerinin piyasalardaki para birimlerini koruyabilmek için faiz artışına ve azaltmalarına sürükledi. Küreselciler ise savaşlar aracılığıyla petrol bölgelerini ele geçirebilmek için çeşitli entrikalar gerçekleştiriyor. Bunların en bilinen örneği dünyadaki en büyük küresel şirketlerin iklim üzerinden yaptıkları ‘Net Sıfır Emisyon’ çalışmalarını kullanarak petrol türevli üretime sahip firmaların yeniden şekillendirilmesidir.
Dünyada hali hazırda devam eden JCPOA-İran müzakereleri, İranlı yetkililere sert bir tavır alırken, ülkenin yaptırımlardan kaçarak ve daha fazla petrol ihraç ederek ülkenin yaptırımları aşma kabiliyetinden bahsederken, durmuş görünüyor.
İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir askeri saldırısı, İran'ın tepkisine bağlı olarak bölgede (ve petrol piyasalarında) önemli miktarda kargaşaya neden olabilir. Buna ek bir bilgi olarak Rusya’nın Avrupa’ya karşı petrol yaptırımları Ukrayna başta olmak üzere dünyada yaşanan savaşlar sebebiyle yeni petrol pazarları arayışı içine girmiştir.
Görmüş olduğumuz kadarıyla Dünyanın en büyük fosil yakıt üreticileri "sıfır emisyon" yarışına katıldı.
Son olarak dünyanın en büyük fosil yakıt üreticileri arasında yer alan Rusya ve Suudi Arabistan 2060’da, Birleşik Arap Emirlikleri ise 2050’de net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt etti. Bu da akıllara ‘Petrol savaşlarında küresel devletler yeniden mi şekilleniyor?’ sorusunu beraberinde getiriyor.