Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’ne tebligat gönderdi. Reşat Oyal Kültürparkı içerisinde bulunan dernek lokali, 2. derece Doğal Sit Alanı içerisinde kaldığı gerekçesiyle yıkılarak park alanına dahil edilecek. Belediye, ÇGD Bursa Şubesi’nin kuruluş günü olan 2 Aralık’ta binanın boş olarak kendilerine teslim edilmesini istiyor.
ÇGD Bursa Şubesi Başkanı Rabia Deniz, “Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yıkmak istediği aslında bir bina değildir. Anılardır. Bursa’nın hafızasıdır” dedi.
PEK ÇOK GAZETECİNİN YOLU BURADAN GEÇTİ
ÇGD Bursa Şubesi, Yılmaz Akkılıç önderliğinde 2 Aralık 1989’da örgütlendi. 'Diktaş pavyonu' olarak bilinen binanın restore edilerek ÇGD Bursa Şubesi Lokali adıyla kapılarını açması, 23 Mart 1990 tarihine denk geliyor. Bursa’da hangi gazeteciye sorulsa “kimler geçmedi ki o lokalden” deniyor. Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Yaşar Kemal, Altan Öymen, Ali Sirmen, Mustafa Ekmekçi, Erdal İnönü, Tayfun Talipoğlu, Adalet Ağaoğlu, Demirtaş Ceyhun, Emre Kongar, Nihat Behram, Vedat Türkali, Mario Levi, Fikret Otyam, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Suavi…
Sadece Bursa için değil Türkiye basın tarihi için büyük önemi olan lokali, ÇGD Bursa Şubesi eski başkanları ve gazetecilerden dinledik.
‘ORAYI BURSALILAR YAPTI’
ÇGD Bursa Şubesi eski başkanlarından gazeteci Yüksel Baysal: 1990 yılında, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Teoman Özalp ve dönemin Bursa Kültür Sanat Genel Sekreteri Ömer Ersöz, Kültürpark’taki yeri gazetecilere verdi. Yılmaz Akkılıç başkanlığında burayı devraldık. Perişandı burası. Doğru dürüst bir bina yoktu. Metruk haldeydi. “Ne yapabiliriz” diye Yasemin Taydaş, ben ve Yılmaz Akkılıç’tan oluşan bir heyet para toplamaya başladık. Orayı Bursalılar yaptı. Bursa’daki herkesin katkısı var orada. Herkes bir ucundan tuttu. Ağaçlarını biz diktik. Binayı yeniden yaptırdık. Orada belediyenin bir delikli kuruşu olmadığı gibi geriye sadece bize metruk bir binayı bıraktı. Biz orayı yaptırdık ve ağaçlandırdık. Şimdi ağaçlar devasa boyutlara ulaştı.
‘BURSA’NIN LOKALİNİ BİLMEYEN YOKTUR’
1990 yılındaki açılıştan sonra orada Bursa’da siyaset yapmış Faruk Çelik, Cavit Çağlar aklınıza kim gelirse hepsini konuk ettik. Bursa’nın lokalini bilmeyen yoktur. 2 Temmuz 1993’de Sivas’ta yaşanan Madımak katliamından sonra Bursa’da ağırladık Aziz Nesin’i. Lokalde söyleşi yapmıştık. Aziz Nesin’in tepki toplayan bir cümlesi vardı. “Türk halkının yüzde 60’ı aptaldır” diye. O olay, Bursa’dan dava edilmişti. Davayı sormuştu Aziz Nesin bana, ‘Ben aslında yüzde 90 diyecektim de korkudan yüzde 60 dedim’ demişti. “Yüzde 90 rakamını nereden çıkarıyorsunuz?” diye sordum. Nesin, “1982 Anayasası'na oy veren bana göre akıllı değildir. 1982 anayasası yüzde 92 oyla kabul edilmişti. Onun için yüzde 90 oranında diyecektim sonra yüzde 60’a düşürdüm. Ama Türk halkının yüzde 40’ı akıllıdır deseydim kimse bana tepki göstermezdi” dedi. Dava eden kişilerden biri, daha sonra Aziz Nesin’den özür dileyen bir mektup yazdı. Şimdi lokali elimizden alacaklar. Niye? Sit alanıymış. Biz sit alanını koruduk. Var olan bina restore edildi o kadar. İşin kasıt olduğu, orada o kadar bina varken parkın bir köşesinde yer alan Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin lokaline yıkım kararı verilmesinden belli. Biz oraya bir işlev kazandırdık. İşlevi olmayan yer yaşamaz. Eli kalem tutan, siyaset yapan herkes oraya gelmiştir. Lokalin Bursa’nın sosyal hayatında önemli bir yeri var. Ama bunların geleneklerimize saygısı yok.
‘YIKILMAK İSTENMESİNİN NEDENİ ‘ÇAĞDAŞ’ OLMASI’
ÇGD Bursa Şubesi eski başkanlarından gazeteci Adnan Baştopçu: ÇGD Lokali, bir dönemin simge mekanıydı Bursa’da. Ankara’daki Karpiç Lokantası, Anadolu Kulübü, Mülkiyeliler Birliği Lokali gibi… Politikacılar, gazeteciler, bürokratlar vs. birbirini aramaz orada bulurdu. İnsanlar Erdal İnönü’yü, Zülfü Livaneli’yi, İlber Ortaylı’yı, Cem Karaca’yı ve onlarca politikacı ve sanatçıyı orada canlı gördü, aynı masayı paylaştı. Hasılıkelam herkesin anıları var o lokalde, bahçede, o masalarda, ağaçlarda, bilhassa gece ağaçların yeşiline ışık düşüşünde. 90’lı yılların başında Çağdaş Hukukçular Derneği ile birlikte eş zamanlı bombalanması, herhalde en unutulmaz anı. Benim başkanlığım dönemine denk geldiği için sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim. Aynı anda isminde ‘çağdaş’ olan iki derneğin hedefe konması, nasıl bir yaşam biçimine karşı olduklarının kanıtı. Bugün yıkılmak istenmesinde de en büyük kabahatin adındaki ‘çağdaş’ ifadesi olduğunu düşünüyorum. Bomba ses bombasıydı. Yaralama ve korkutma amaçlıydı. Tuvalete konmuştu. Ertesi gün çok büyük kalabalık toplandı Çağdaş’a. Çağdaş lokali yıkılırsa, sadece o dönemin gazetecilerinin değil, sağdan-soldan bir yığın demokrat siyasetçinin de yüreği sızlayacak, bundan eminim.
‘BURSA’NIN HABER MERKEZİ GİBİ İŞLEV GÖRDÜ’
ÇGD Bursa Şubesi eski başkanlarından gazeteci Özcan Yazıcı: ÇGD lokalinin SİT alanı olduğu gerekçesiyle boşaltılmasının istenmesi ve yıkılması yönündeki karar, son derece yanlış. Yanlış olmanın da ötesinde düşündürücü. Türkiye’de yıllardır çok sayıda doğal sit alanını korumak bir yana yasalara aykırı biçimde tahrip eden bir siyasi iradenin Kültürpark içerisindeki ÇGD lokalini bu gerekçeyle yıkmak istemesi komik. ÇGD lokali, yalnızca sıradan bir dernek lokali olmamıştır. Yaklaşık 30 yıllık bir tarihi olan bu merkez, yıllarca deyim yerindeyse Bursa’nın “haber merkezi” gibi işlev gördü. Gazetecilerin haber kaynaklarıyla buluştuğu, söyleşiler, haberler yaptığı bir yer oldu. Sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, sanat, spor, siyaset çevreleri ÇGD lokalinde bir araya geldi. Bursa’nın sosyal, siyasi, kültürel kalbi özellikle 1990’lı ve 2000’li yıllarda burada attı. Türkiye’nin ve Bursa’nın birçok tanınmış ismi, değerleri ÇGD lokalinde söyleşilerle, konserler, etkinliklerle Bursalılarla buluştu. Tüm bunları anımsayınca aslında şimdi hayata geçirilmeye çalışılan “yıkım” kararı, nasıl bir kimliğin ve tarihin yıkılmak istendiğini açıkça gösteriyor. Bilenler bilir, koca çınarların arasında ve gölgesinde dört duvardan ibaret, basit bir fiziksel mekânın hiçbir SİT dokusunu bozmadığı rahatça anlaşılabilir. Ama bu yıkımı yapmak isteyenlerin anlaması gereken nokta da şu: Haklı ve meşru bir dayanağı olmayan bir girişimle, fiziksel olarak bir şeyi yıkarak ne bir kimliği ne bir kültürü ne de bir tarihi yıkamazsınız. Umarım, bu yanlıştan bir an önce dönülür.
‘LOKALDE BURSALILARLA BULUŞANLARIN BİRİ DE ERDAL İNÖNÜ’
ÇGD Bursa Şubesi eski başkanlarından gazeteci Ayşe Aygör: ‘Perşembe Söyleşileri’nde Bursalılarla buluşanlardan biri de Erdal İnönü’dür. Erdal İnönü hem kitaplarını imzalamak hem de söyleşi için gelmişti. O dönemde Olay’da pazar söyleşileri yapıyordum. Erdal İnönü ile söyleşi yapmadan olmazdı. Akşamüzeri bir köşeye çekildik birlikte. Fakat ÇGD’nin yanında müzikli bir yer vardı. Çok yüksek sesle müzik yapıyorlardı. Söyleşiye başladığımızda yüksek sesle müzik gelmeye başladı. Biz Erdal İnönü’yle birbirimizi zor duyar olduk. İnönü her zamanki esprili tavrıyla, “Müzik ruhun gıdasıdır ama sizin komşu işletmeci de bizi gıda zehirlenmesine sokacak” dedi. Benim unutmadığım bir anımdır.
‘UĞUR MUMCU DA KONUK OLDU’
Gazeteci Zafer Opsar: Uğur Mumcu, benim için önemli bir gazeteciydi. Perşembe Söyleşileri’ne konuk etmek istediğimiz bir gazeteciydi. O sırada askerlik için Tuzla’daydım ama Mumcu’nun söyleşisine de gelmek istiyordum. Programı uymadığı için Bursa’ya gelişi cumartesi gününe denk geldi. Hafta sonları çıkabildiğim için bana gün doğmuş oldu. Mumcu’ya Tuzla’da askerlik yaptığımı ve sırf kendisini dinlemeye geldiğimi söyleyince hoşuna gitti. Tuzla aynı zamanda Mumcu’nun da askerlik yaptığı yerdir. Sonra Patnos’a gönderilmiştir. O da bu süreci anlattığı ‘Sakıncalı Piyade’ kitabını yazmıştır. Tuzla’dan konuştuk. Konuşurken bir ara belindeki tabancası gözüktü. Mumcu, “Bana bu tabancayı verdiler ama bunun beni koruyacak bir tarafı yok. Bana bir şey yapmak isteyen zaten yapar” gibi bir cümle kullandı. Değerli bir gazeteciydi.
‘ÇGD VE MEDYA MÜZESİ OLARAK KORUNMALI’
Gazeteci Ahmet Yıldız: O lokal ve bahçe, Bursa medyasının anılarıyla dolu. Bana kalırsa orası bir gün elden çıkacak olursa, bahçesiyle birlikte küçük bir “ÇGD ve Medya Müzesi” olarak korunmalı ve geleceğe miras olarak bırakılmalı. ÇGD özellikle ilk yıllarında o kadar göze battı ki, gerici çevrelerin saldırısına da uğramıştı.
‘EVRENSEL GAZETECİLİK İLKELERİNİ SAVUNANLARDAN ÖÇ ALMAKTIR’
ÇGD Bursa Şubesi Başkanı Rabia Deniz: Zamanında Bursa siyaseti ÇGD lokalinde şekilleniyordu. Şimdi Torunlar İnşaat’a ait binayı yıkamayan Alinur Aktaş, ÇGD’yi yıkacakmış. Aktaş, gazetecilerin binasını yıkmakla Bursa’nın tarihine geçecektir. Bunun adı sınırsız keyfiyettir. Bunun adı çağdaşlıktan, bu çürümüş zihniyete karşı evrensel gazetecilik ilkelerini savunanlardan öç almaktır. Biz hukuki mücadelemizi başlattık. Önümüzdeki günlerde basın açıklaması yapacağız. Bu süreçte Bursalı gazetecilerin tek mücadele alanı bu olacaktır. Aktaş’ın yıkmak istediği aslında bir bina değildir. Anılardır. Bursa’nın hafızasıdır.