Mühendisliğin, bilimi, ekonomiyi, zamanı ve ekonomik kaynakları en iyi şekilde değerlendirip, optimum çözüm arayışı içinde olmak olarak tanımlandığını kaydeden Şahin, “İnşaat mühendisliği, medeniyet teriminin kökü olarak ifade edilir. İnsanlık 8-10 bin yıl öncesinden yaşam kalitesini artırmak için ev yapmış, kanalizasyon yapmış, barajlar-setler yapmış, suyu taşımış, taşıdığı suyu sulamada kullanmış böylelikle medeniyete, hayatın konforuna koşmuş ve bu medeniyetten de inşaat mühendisliği doğmuştur” dedi.
MİMAR SİNAN’IN HAYALLERİNİ KURUN
Şahin, mühendisliğin, bir yandan üretirken aynı zamanda da; güvenlik ilkesine uymak, ekonomik tasarım, estetik kaygısı, çevre şartlarına uyumluluk, kamu yararı ilkesine bağlılık, sürdürülebilirlik ilkesine sadakat, mesleki ve etik sorumluluk çerçevesinde yaşam kalitesini artırmak olduğunu dile getirerek, “Mimar Sinan, mimarlığının yanı sıra aslında iyi bir inşaat mühendisi, iyi bir zemin mekanikçisi ve iyi bir statikerdir. Mimari estetiğin yanında yapı güvenliğini en önde tutmuştur. Mimar Sinan önündeki kağıda bir çizgi çizmeden önce bir şehrin geleceğini değiştirecek olmanın heyecanını yaşardı. Gelecek nesillerin nasıl bir dünyada nefes alacaklarını, hangi binaları görmekten huzur duyacaklarını hayal ederdi. Bu yüzdendir ki eserleri yüzyıllardır ayakta. Ben de sizlerden bu hayalleri kurmanızı istiyorum. Kendinizi geliştirin, çok çalışın. İyi bir ekibin çözemeyeceği sorun yoktur” diye konuştu.
Sunumun ardından Necati Şahin’e Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün tarafından plaket verildi.