Bursa’da çocuk velayet davasında eşiyle bıçaklı ve taşlı saldırıya uğrayan avukat Muharrem Kanalcı, “Planlı ve tasarlanmış şekilde yolumuz iki araçla kesilerek darp edildik. Yaşadığımız korkuyu kimsenin yaşamasını istemeyiz” dedi. Saldırı esnasında eşiyle araçta olan bayan avukat Kübra Kanalcı da, "Çok korktum ama delil olması için görüntüleri kaydettim. Allah hiç bir meslektaşımın başına vermesin. Normal değillerdi. Canavarcı his içindeydiler. Acımadan vurdular" ifadelerini kullandı. Bursa Barosu Avukatları da adliye önünde meslektaşlarına yönelik saldırıyı kınarken, Baro Başkanı Metin Öztosun da saldırının en ağır cezalandırılmasını istedi.
Velayeti annesinde olan 7 yaşındaki çocuk babasını sadece hafta sonları görebiliyordu. Cumartesi sabah 10.00'dan Pazar 18.00'e kadar çocuğunu görebilen baba, çocuğunu geri getirmeyince devreye anne, avukatları ve savcılık girdi. 27 yaşındaki 2 yıllık avukat Muharrem Kanalcı ve 25 yaşındaki eşi Aleyna Kübra Kanalcı, merkez Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi'nde çocuğu teslim aldıktan sonra; polis merkezi çıkışında çocuğun babası ve yakınlarının saldırısı ile karşılaştı.
Bıçaklı ve taşlı saldırıya uğrayan genç avukat çift olayın şokunu hala üzerinden atamadıklarını kaydetti. Bursa Barosu önünde de avukatlar olayı kınayan bir açıklama yaptılar.
Bıçaklı ve taşlı saldırıya uğrayan Muharrem Kanalcı, "Bu saldırı bizim şahsımızda tüm hukukçuı arkadaşlarımıza yapılmıştır. Bununla ilgili etkili bir cezai işlem temennimizdir. Baro başkanımız da bu konuda çalışmalarını gerçekleştiriyor. Olay kısaca şöyle oldu; baba çocuğu teslim etmesi gereken gün olan Pazar günü teslim etmediği için biz savcılık marifetiyle başvuruda bulunduk. Salı günü yani dün, savcılığın talimatını götürdükten sonra kolluk çocuğu babasından alarak polis merkezine getirmiştir. Daha sonra bizde polis merkezinde çocuğun aileye teslimini gerçekleştirdik. Ardından karakoldan çıktık, müvekkilimize ait araçla karakoldan uzaklaşırken, planlı ve tasarlanmış şekilde yolumuzu iki araçla kesip darp ettiler. Aracımız zarar gördü. Hastanelik olduk. Can güvenliğimiz neredeyse yoktu. Şans eseri kurtulduk. Bu sebeple arayan arkadaşlara çok teşekkür ederim. Sürecin takipçisi olacağız. Bundan sonra böyle olayların yaşanmaması temennimizdir. Bundan sonra yaşanması çok daha kötü şeylere sebep olabilir. Bunun engellenmesi gerekiyor” dedi
Saldırı anında çok korktuklarını da belirten Kanalcı, “Saldırı anında kendinizden çok sevdiklerinizi düşünüyorsunuz. Daha önce böyle bir yaşamadım. Böyle bir şey beklemiyordum. Şahıslar gözleri dönmüş şekilde saldırıyorlardı. Bizim yaptığımız şey kanunun emrini yerine getirmekti. Başka bir şey yapmadık. Karşı taraf canice farklı bir moral motivasyonla bize saldırıyı gerçekleştirdi. Büyük bir korku yaşadık. Canımızı kurtarmaya çalıştık. Yolda vatandaşlar da bize yardımcı oldu. Biz o araca binmemiş olsaydık belki tasarlandığı ve planlandığı için müvekkilimiz daha kötü şeyler yaşayabilirdi. Biz biraz mukavemet göstermeye çalıştık. Şu an yaşadığımız korku ilerde kimsenin yaşadığı bir korku olmaz” ifadelerini kullandı.
"Çok korktum ama görüntüleri kaydetti"
Olay anında araçta olan avukat Aleyna Kübra Kanalcı ise çok korktuklarını delil olması için o anları kaydettiğini belirterek, "Gözleri dönmüştü. Normal değillerdi. Canavarca saldırıyorlardı. Allah bu durumu hiç bir meslektaşıma ve hukukçuya yaşatmasın" ifadelerini kullandı.
Bursa Barosu’ndan açıklama
Bursa Baro Başkanı Avukat Metin Öztosun da adliye önünde toplanan meslektaşlarıyla yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Baromuz üyesi iki meslektaşımız bundan beş ay önce kurşunların hedefi olmuştu Dün de meslektaşlarımız Av. Aleyna Kübra Kanalcı ve Av. Muharrem Kanalcı çocuk teslimi sonrasında saldırıya uğramışlar, darp edilmişler, araçlarına taşla, bıçakla, demir çubuklar saldırılmış meslektaşlarımız yaralanmışlardır. Bursa Barosunca saldırı haber alınır alınmaz ilgili makamlara duyurulmuş, Bursa Barosu Avukat hakları merkezinden arkadaşlarımız meslektaşlarımızın yanlarında yer almıştır. Bu son olayda göstermiştir ki vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğünün temsilcisi olan avukatlara duruşma salonlarında, keşif, haciz mahallinde, ofislerinde sözlü ve fiili saldırılar maalesef ki halen devam etmektedir. Bu saldırılara karşı yasal olarak etkili bir önlem alınmaması sebebiyle saldırılar sıradanlaşmıştır. Bu tür hareketlere eklenen idari ve yasal düzenlemelerle de maalesef ki bağımsız savunmanın sesi kısılmak direnci kırılmak istenmektedir. Olayı şiddetle kınıyor meslektaşlarımıza yönelen her türlü saldırıda onların yanında olacağımızı, bu olayların bir daha yaşanmaması ve faillerin en ağır cezayı almaları için tüm soruşturma ve kovuşturma sürecinin takipçisi olacağımızı yineliyoruz. Bursa Barosu ailesi olarak meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyor, bir an önce üzerlerindeki manevi yıkımın geçerek mesleklerinin icrasına devam etmelerini temenni ediyoruz. Avukata yönelik saldırılara ilişkin yasal düzenlemelerin de derhal yapılmasını ve bu şiddete son verilmesini istiyoruz. Doğrudan avukatlık mesleğini ve vatandaşın hak arama özgürlüğünü hedef alan bu menfur saldırı özelinde tüm meslektaşlarımızla her zaman dayanışma içerisinde mesleğimizi onurumuzla sürdüreceğimizi, mesleğimize ve hukuka yapılan her türlü saldırıya karşı direncimizi her şartta koruyacağımızı, hukukun üstünlüğü mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz”