Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütlerinin katılımıyla Gölyazı Kültürevi’nde organize edilen Uluabat Sulak Alan Çalıştayı’na, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş, akademisyenler ve çok sayıda çevre gönüllüsü katıldı. Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, iklim krizi ve sonuçları konusunda tüm dünyada ortak bir endişe olduğuna vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler’in konuyla ilgili raporuna dikkati çeken Başkan Erdem, iklim değişikliğinin yüzde 95 oranında insan etkinliklerinden kaynaklandığını ifade etti. Yapılan yanlışlardan vazgeçilirse kötüye gidişin durdurabileceğini söyleyen Başkan Erdem, “İşte bu düşünceden yola çıkarak, toplumda iklim krizi konusunda farkındalık oluşturmak hedefiyle yılı “İklim Yılı” ilan ettik. Uluabat Sulak Alan Çalıştayı da bu tema kapsamında organize edildi. Uluabat çok özel niteliklere sahip bir tatlı su gölü. Sucul bitkileri, dip canlıları balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin, hatta Avrupa ve Ortadoğu’nun en önemli sulak alanlarından biri. Bu nitelikleri sebebiyle Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar Alanı ilan edilerek koruma altına alınmış ve “Uluslararası Yaşayan Göller Ağı’na dahil edilmiş bir göl” dedi.
Uluabat Gölü’nün balık ve kuş türleri açısından önemli bir üreme alanı olduğuna dikkati çeken Başkan Turgay Erdem, “Ancak bütün bu değerlerine rağmen göl ekosistemi; endüstriyel ve evsel atıklar, tarım kimyasalları, maden ocaklarının atıkları, sulama hedefli su çekimleri gibi pek çok sebeple ciddi bir çevresel tehdit altındadır. Bu çalıştayda Uluabat’ın durumu ve geleceği hakkında, iklim değişikliğinin sulak alanlara etkisi hakkında görüş alışverişinde bulunarak ortak akılla bazı sonuçlara varacağımızı umuyorum” diye konuştu.
Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş da Uluabat Gölü’nün tarihi ve doğal önemine dikkat çekti. Binbaş, Uluabat Gölü’nün içinde barındırdığı canlı ve bitkiler bakımından dünya çapında öneme sahip olduğunu belirterek herkesi yaşanan tehditlere karşı duyarlı olmaya davet etti.
Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’un yaptığı oturumda Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Feza Karaer “İklim Değişikliğinin Sulak Alanlara Etkisi”, başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dünyayı etkisi altına alan iklim krizinin birçok alana olumsuz yansıması olacağını belirten Karaer, sulak alanların da büyük zarar göreceğini söyledi. Ülkede kuraklık ve doğal afetlerin baş göstereceğini ifade eden Feza Karaer, “İklim krizini durdurmak kolay değil. İnsanlık olarak uyum sağlamayı öğrenmeliyiz. Uyum içinde kuraklığa dayanıklı ve doğal afetlere hazırlıklı olmalıyız. Uluabat Gölü’nü tehdit eden birçok etken var. Başta sanayi tesisleri ve ortaya çıkarttıkları kimyasallar bölgeye büyük zarar veriyor. Herkesten çok bölge halkı koruyucu olmalı” diye konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy da, “Uluabat Gölü Havzasında Tehditler ve Zararları”, başlıklı sunumda yıllardır yaptığı çalışmalara dikkat çekti. Uluabat Gölü’nün Türkiye için önemine değinen Aksoy, “Uluabat Gölü, Marmara Bölgesi’nin ikinci büyük tatlı su gölüdür. 1998 yılında canlı ve bitki türlerinin zenginliği bakımından Ramsar koruma bölgesi ilan edildi. Gölün su seviyesi yıllara göre azalırken, kirlilik oranı artmaktadır. Bölgeden su çekimi de arttığı için canlı türleri zarar görüyor. Burayı koruma kollamak hepimizin görevi” dedi.
Çalıştay kapsamında Bursa Teknik Üniversitesi’nden Dr. Saadet Hacısalihoğlu “Türkiye’nin sulak alanları ve Uluabat’ın mevcut durumu”, Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü’nden Burçak Gönül “Uluabat Gölü sulak alan yönetim planı”, Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran da “Uluabat Gölü’nün geçmişi, bugünü ve geleceği” başlıklı sunumlar yaparak katılımcıları bilgilendirdi. Çalıştayın son bölümünde ise ‘Uluabat’a Sahip Çıkıyoruz!’ başlıklı forumda katılımcılar, görüşlerini dile getirdi.