Çalıştaylar, sertifikalar gibi çok sayıda imkan sağlayacak olan iş birliğinin ilk adımı bir otelde düzenlenen törenle atıldı. Moderatörlüğünü KALDER Yönetim Kurulu Üyesi Emin Direkçi’nin yaptığı lansman, Uludağ İhraçatçılar Birliği Başkanı Baran Çelik, BAU TTO Ofisi Direktörü Nil Girgin ve Haber Program yapımcı ve sunucusu Cem Seymen’nin katılımıyla gerçekleştirildi.
Yapılacak iş birliği kapsamında şirketlerle; lisansüstü programlar, kurumsal eğitimler, sertifika programları, paneller, workshoplar, COOP işbirlikleri, çalıştaylar, ortak eğitimler, TTO İşbirlikleri, AR-GE çalışmaları, BAUSEM eğitimleri, araştırma merkezleri, CIFAL destekleri, markalı dersler, tersine mentorluk, BAUGO, hafta sonu eğitim kampları, deneyim aktarım programı, yurtdışı mezun desteği gibi imkanlar sunulacak.
Üniversite sanayi iş birliğini yeniden tanımlıyoruz
Toplantının açılış konuşmasını, BAU İş Geliştirme ve Bursa Kampüs Direktörü Yasemin Şahin yaptı. Sektörün her anlamda bilgi alabileceği bir merkez gibi çalışacağını belirten Şahin, “Üniversite, sektör iş birliğini yeniden tasarladık.
Bugün panelimizde dünya nereye doğru değişiyor? sorusuna birbirinden değerli konuklarımızı dinleyerek cevap arayacağız. Üniversitemizin de bu konularla ilgili gelişim ve değişim süreçlerinizde yanınızda olduğunu, desteğe ihtiyaç duyduğunuz her alanda, her türlü konuda iş birliğine hazır olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. İletişim temelli butik hizmet ve iş birliği içeren çalışma modelimizle yanınızdayız.
Üniversite, sanayi iş birliği kavramını yeniden tanımlamak ve içini değişen dünyaya adapte olacak şekilde bu doğrultuda belirlenen eylem adımlarıyla ve iş birlikleriyle doldurmak bu salondaki herkesin elinde. Birlikte geliştireceğimiz iş birlikleriyle parmakla gösterilen, değer oluşturan, ilham veren ve örnek olan çalışmalara imza atacağımıza yürekten inanıyorum.”
Dönüşüm sürekli devam ediyor
BAU Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz de, “Özellikle pandemi süreciyle beraber yaşamımız, çalışma şeklimiz, iş yapma şeklimiz aslında bakarsanız değişmeye dönüşmeye başladı. Bu dönüşüm sürekli devam ediyor.
Bu arada dijital dönüşümü konuşuyorduk biz hatırlarsanız pandemi öncesinde de bunun içerisindeydik endüstri 4.0, toplum 5.0 ile beraber. Paris Anlaşmasını imzalamamız ve aktif hale gelmesiyle beraber de ‘Yeşil dönüşüm’ sürecindeyiz.
Kısacası bu süreçte ekonomik, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını da dikkate alan ‘Yeşil dönüşüm’ ile işlerimizi yapmamız gerekiyor. Dönüşmemiz, değişmemiz gerekiyor.
Üniversiteler, sektöre insan yetiştirdiğinin farkında olmayan, eskimiş müfredatlarıyla hayatta kalmaları mümkün değil. Çünkü artık diplomanın çok önemli olmadığı; yetkinliklerin, yeterliliklerin önemli olduğu bir döneme giriyoruz.
Sadece diploma ile var olmak ve bir meslek edinmek üzere dört yılını hiçbir şey yapmadan geçiren bir gence aslında biz yalan söylemiş oluyoruz. Bu anlamda eğitimciler olarak bizim yapmamız gereken eğitime başkalaşım geçirterek başka bir hale dönüştürmek gerekiyor.
Bu noktada Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları 54’üncü yılında, Türkiye’deki 300 okulu, Amerika’daki, İngiltere’deki, Almanya’daki üniversiteleri ile beraber aslında bu süreci çok öncesinden bilen; eğitimi başkalaştıran, dönüştüren, öncü olan bir kurum.”
Üniversitelerin rolleri sadece bilgi, bilim aktarmaktan ibaret değil
BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, kendisinin de eğitim sektöründen geldiğini ifade ederek, Bahçeşehir Üniversitesi’nin yapmak istediklerini anlattı. Yücel, “Bahçeşehir kolejinin İstanbul dışına açıldığı ilk yer Bursadır. Bursa bizi seviyor bizde Bursa’yı seviyoruz.
Şu anda Bahçeşehir Üniversitesi’de Bursa genelinde 800 küsür öğrenci okuyor. Daha fazlasını da mezun ettik. Dolayısıyla artık yarı değil, bizde Bursalıyız. Evet dünya bir yere doğru gidiyor, değişiyor ve değişimini biz görüyoruz.
Bilimden sanata kadar her alanda bizim dünyaya uyum sağlamamız gerekiyor. Uyum sağlayamıyorsak zaten geride kalırız. Bursa’daki üretime baktığınız zaman, Türkiye’nin ihracatının çok önemli bir kısmı Bursa’da yapılmakta ve biz üniversite olarak bu noktada Bursa’dan uzak kalamayız. Buradaki değişim ve dönüşümün öncüsü olmak istiyoruz.”
Üniversitelerin endüstri ile iç içe olması lazım
Üniversitelerin sektörlerle ne kadar iç içe olursa üretime faydasının da iyi yönde olacağının altını çizen Yücel, “Üniversitenin rolleri sadece öğrencisine bilgi, bilim öğretmek aktarmaktan ibaret değildir.
Aynı zamanda endüstride toplumun meseleleriyle de ilgilenmektir. Onun için dünyanın gelişmiş ülkelerinde özellikle Amerika’da, müfredatlar sektörle yapılır. Yoksa ben Endüstri Mühendisi de yetiştiriyorum, elektrik elektronik mühendisi de yetiştiriyorum.
Endüstri başka bir yere gitmiş bizim öğrencimiz farklı şeyler öğrenmiş, başka şeyler görmüş. Bu olmaz. Türkiye’nin 200’e yakın üniversitesi var bu üniversitelerin endüstri ile sizlerle daha fazla iç içe olması lazım. Adeta sizlerin endüstriye Terzilik yapması lazım. Sizin endüstrinizde çalıştığımız bir alan var.
Üniversiteler örneğin, mühendislik fakültesinde sizin isteğinize göre iş gücü yetiştirmesi lazım. Biz de CO-OP diye bir sistem yaptık. Sonrasında eğitimlerden biri olan Mercedes adı altında bir ders başlattık.
Dersi verenler, Mercedes’in üst düzey ve orta düzeyli temsilcileri, müdürü, ustası vs. Yani üniversite başka yerde sektör başka yerde olursa ve Türkiye bu sistemi kendi içinde kuramazsa yükseköğretimine yazık olur.
Türkiye’nin bir an önce bunu kurması lazım. Bizimse üniversite olarak size destek olmamız lazım. Biz bazı büyük endüstri şehirlerinde bu programları yapıyoruz. O bölgenin gerek ticaret odalarıyla gerek sanayi odalarıyla, dernekleriyle.”
Dünya Bilim ve Sanat Akademisi’ne üye olarak seçilen BAU Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç da kürsüde bir selamlama konuşması yaparak, bu tür zihin ortaklıklarının kurulmasının önemli olduğunu söyledi.