Kamuda 60 bin engelli personelimiz memur kadrosunda çalışmaktadır. Engellilerin sosyal, kültürel, ekonomik, çalışma başta olmak üzere hayatın her alanında ayrımcılığa uğramadan var olabileceği; engellerle karşılaşmadan, daha erişilebilir ve daha saygın şartlarda yaşayacağı bir düzeni sağlamak hepimizin asli görevidir."

Engelliliği ortadan kaldırmak mümkün olmazsa, engelleyici bakışı, engelleyici mevzuatı, fizikî ve psikolojik bariyerleri ortadan kaldırmak mümkündür" Hüsni Bayram Kol, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayattan soyutlamak yerine hayatın içine katan yaklaşımları bir “ihsan” olarak değil insanı önceleyen bir “irfan” olarak değerlendirmek gerekmektedir. Engelliliği, atıl kalmanın kaderi olmaktan çıkarıp; üreten, kendine ve içinde bulunduğu topluma değer katan imkânlara kavuşturmak gerekmektedir.

Bu şuur; engellilerimizin kendilerini toplumdan soyutlamanın aksine toplumun merkezinde olmak için çalışmasını; toplum, devlet ve Sivil Toplum Kuruluşlarında daha kapsamlı ve kararlı bir tutum içerisinde olmasını gerektirmektedir. Engelleri aşmak, engelsiz bir yaşamı kurmak için başlattığımız sendikal yolculuğumuz boyunca engelli kamu görevlilerimiz için bir çok fayda elde ettik”.

Konfederasyonlarının insan merkezli sendikacılık anlayışı neticesindeki bazı kazanımlar sağladıklarını, “Engellilerin kamuya atanırken genel hükümlerin dışında tutularak bağımsız bir merkezi sınavla atama yapılmasını sağladık. Kendisi veya bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinden birisi engelli olan personele tayin kolaylığını, mesai saatlerinde saatlik izin verilmesini, gece vardiyası ve nöbetlerden muaf tutulmasını sağladık.

Engelli ve engelli yakını olan memurlara kamu konutlarından yararlanmak için pozitif ayrımcılık yapılmasını sağladık. Engelli memurların mesai saatlerini özür durumlarını da dikkate alınarak diğer memurlardan farklı şekilde düzenlenmesini sağladık. Engelli kamu görevlilerinin mesleki uyum eğitimlerinin ve fiziki çalışma koşullarının iyileştirilmesini, görevlendirilmeleri halinde refakatçilerin kendilerine eşlik etmesi uygulamasını sağladık. En son kazanım olarak da engellilerin hâkim ve savcı olmasını engelleyen ayrımcı hükümleri ortadan kaldıran yasa değişikliği geçen gün mecliste kabul edildi.

Bu maddeler dışında engelli kamu görevlilerine daha birçok sosyal ve mali kazanım sağladık. engelliliğimizi artıran, bizleri atıl bırakan engelleyici bakışı aşmaya yönelik olumlu adımların atılmasını sağladık. Memur-Sen Engelliler Komisyonu olarak bu kazanımları artırmanın, engellilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmelerini sağlamanın gayreti içinde olmaya, engellilerin taleplerini dile getirmeye devam edeceğiz.”

Bu minvalde yeni taleplerinden bahseden Kol, “Engelli kamu görevlilerinin derece artışının 2 yılda bir yapılmasını, ilaveten her 5 yılda ilave bir derece verilmesini, engeli nedeniyle erken veyahut malulen emekli olan kamu görevlilerine bağlanacak emekli aylığı tutarı ile emekli ikramiyesi, en az 25 yıl üzerinden esas alınarak hesaplanmasını ve en son aldığı maaşın yüzde 85’inden az ödenmemesini, kamu görevlilerinin merakla beklediği ek gösterge konusunun kapsamına engelli kamu görevlilerimizin de özel olarak dâhil edilmesini, engelli kamu görevlilerinin, ulaşımlarını sağladıkları motorlu taşıt alımlarında KDV’den muaf tutulmasını, eğitim durumu uygun olan engelli kamu çalışanlarının görevde yükselme sınavından muaf tutularak istemeleri halinde eğitimin gerektirdiği kadrolara atamasının yapılmasını, Ayrıca, kamuya atanmayı bekleyen binlerce engelli vatandaşımız içinde ivedilikle kontenjan açılmasını istiyoruz.”

Memur-Sen Engelliler Komisyonu olarak engeli bulunan bireylerimizin çalışma hayatında, kamu personel sisteminde var olmasını istediklerini belirten Hüsni Bayram Kol, bunu “sadece “sosyal adalet” ve “sosyal devlet” paradigmasına dayandırmıyoruz. Bunun aynı zamanda bireysel bir hak olduğunu ifade ediyoruz.

Görme engelinin hakikati görmeye engel olmayacağını, işitme engelinin söylenen sözleri anlamaya engel olamayacağını, doğruya yürümek için illaki ayakların olması gerekmediğini biliyoruz. Bu çerçevede engeli bulunan bireylerin istihdamında kamunun öncülük yapmaya devam etmesi yanında çalışma şartlarında, kariyer imkânlarında, mali, sosyal ve özlük haklarında da öncülük yapma sorumluluğu yüklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.

Bu vesileyle 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Gününün, engelli bireylerin ve engelli kamu çalışanlarının daha iyi şartlarda yaşaması, insan onuruna uygun çalışma şartlarına sahip olması, pozitif ayrımcılık zemininde beklentilerinin karşılanması noktasında yeni bir milat olmasına kapı aralamasını temenni ediyoruz.”

Editör: TE Bilişim