Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir dizi etkinliğe katılmak için Bursa’ya geldi. Erbaş, ilk olarak Ulu Cami’de ‘Hafız Ol Hafız Kal’ projesi kapsamında hafızlığını tamamlayan din görevlileri için düzenlenen merasime katıldı. Erbaş, hafızlığını tamamlayan kişilere belgelerini verdi.

Ali Erbaş, merasimin ardından Ulu Cami’de Cuma namazını kıldırdı. Erbaş, verdiği cuma hutbesinde, “Ashab-ı Kiram'dan birisi güzel bir vadiden geçiyormuş. Vadideki suyun tadı çok hoşuna gitmişti. Manzaradan da oldukça etkilenmişti. ‘İnsanlardan uzaklaşıp şu vadiye yerleşsem’ diye düşündü. Resûlullah’a giderek niyetini açıkladı. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ona böyle bir şey yapmamasını söyledi. İnsanlarla omuz omuza verip Allah yolunda mücadele etmenin, evinde tek başına yıllarca ibadet etmekten daha faziletli olduğunu buyurdu. İslam'ı hakkıyla yaşamak hem Allah’a karşı görevleri yerine getirmek hem de insanlarla ilişkilerde dinin hayat yüklü mesajlarını rehber edinmekten geçer. Toplumdan kopmak, yalnızlaşmak, bencil ve bireysel hayatı tercih etmek asla doğru değildir. Nitekim namaz, oruç, zekat, hac ve kurban gibi ibadetlerin temelinde, Allah’a karşı sorumluluğumuzun yanında insanlarla tanışma, kaynaşma, paylaşma ve dayanışma gibi nice hikmetler vardır" dedi.

‘SANAL ALEMİN CAZİBESİNE KAPILIP KENDİMİZİ KAYBETTİK’

Erbaş, hutbeyi şu sözlerle sürdürdü: "Bireyselleştik ve yalnızlaştık. Bencilleştik ve kendimizden başkasını düşünemez olduk. Evlerimiz birbirine yaklaşırken gönüllerimiz birbirinden uzaklaştı. Arkadaşlık, dostluk ve komşuluk ilişkilerimiz azaldı. Allah’ın selamını vermeyi, hal hatır sormayı, gönül alıcı tatlı bir sözü, muhabbet dolu bir tebessümü birbirimizden esirger hale geldik. Kimi zaman yanı başımızdaki komşumuzun hastalığından hatta vefatından dahi haberimiz olmadı. Dijital dünya bizlere pek çok imkân sundu. Ancak sanal alemin cazibesine kapılıp kendimizi kaybettik. Dijital ortamlarda güzel ahlakı muhafaza edemedik; hakkı, hukuku gözetemedik. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların esiri olduk. Gerçek hayatla bağımız koptukça kalabalıklar içinde yalnızlaştık."

‘İNSANLARLA İYİ İLİŞKİLER KURALIM’

Ailenin önemine vurgu yapan Erbaş, “Dünyanın diğer ucundaki insanlarla çevrim içi iletişim kurarken aynı evi paylaşan aile bireyleriyle ve komşularla hasbihal etmek unutuldu. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimize hitaben şöyle buyurmaktadır; ‘Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi’. O halde, ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Peygamberimizin ahlakını örnek alalım. Şefkati ve merhameti, fedakarlığı ve kanaatkarlığı, tatlı sözü ve güler yüzü şiar edinelim. Ailemizden başlayarak akrabalarımızla, komşularımızla ve bütün insanlarla iyi ilişkiler kuralım. Huzuru ve mutluluğu; bireysellik ve bencillikte değil, Rabbimizin rızasında ve kardeşlerimizin duasında arayalım. Hutbemi Allah Resulü’nün (s.a.s) mümini tarif ettiği şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: Mümin cana yakındır. İnsanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim