Mühendislik diploması sahibi olan inşaat mühendisleri, mesleğimizin tüm faaliyet alanlarında imza yetkisine sahip olabiliyordu. Bugünde aynı yetkilerle inşaat fakülteleri mezun vermeye devam etmektedir. Günümüzde mühendislik faaliyet alanları teknolojiyle birlikte gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Neredeyse her faaliyet alanı uzmanlık gerektiren eğitime ve birikime ihtiyaç duymaktadır. Gelişmiş ülkeler inşaat mühendisliği eğitimini bu gelişmelere uygun biçimde planlamaktadırlar. Mühendislik faaliyetini sürdüren meslektaşlarımızın kazanılmış hakları korunarak 1954 koşullarını çoktan geride bırakmış ülkemizde, faaliyet alanımızdaki mühendislik eğitimi uzmanlık alanlarına göre ve ülkenin ihtiyacına göre planlanmalıdır. İşsizlik ve istihdam sorununun çözülebilmesi için öncelikle her ilde mühendislik fakültesi açma şeklindeki popülist politikalar nedeniyle her sene 10-12 bin mezun veren ve 140 bin aktif mühendisin olduğu ülkemizde haksız rekabete ve niteliksiz eğitime neden olan plansız eğitim anlayışından vazgeçilmelidir.
Genel merkez tarafından her sene yayınlanan asgari mühendislik hizmet bedeli resmi gazetede yayınlanarak yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Plansızlıktan ve politikasızlıktan çevre ve doğa sorunlarına da neden olan imar aflarıyla desteklenen, mühendislik hizmeti almayan, kaçak yapılaşmaya engel olunmalıdır. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde Marmara depremiyle gündeme gelen riskli yapıların iyileştirilmesi yasası ile ülkemiz gündemine giren kentsel dönüşüm politikası, kentlerin temel sorunlarını da çözmek amacıyla, diğer farklı mesleki disiplinlerle birlikte mastır plan çerçevesinde ele alınmalı ve maddi manevi altyapısı oluşturulmalıdır. Uzun yıllardır yapı ve proje denetimini savunan ve protokollere duyarlı belediyelerle iş birliği yaparak DENETİM sürecini hayata geçiren meslek odalarımızın öngörüsü, marmara depremiyle birlikte devlet politikası haline gelse de taraflarla yeterince tartışılmadan, devşirme yasalarla, kar amacı güden özel yapı denetim şirketleri ile, ülkenin koşullarına uyarlanan yasa değisiklikleriyle yürütülmeye çalışılsa da kamu çıkarı önceliği ve bağımsız yapılanması olmayan Yapı Denetim yasası tartışma konusu olmaktan kurtarılmalıdır. Hayatın her alanında olduğu gibi mesleğimizin icrasında da cinsiyet ayrımcılığı ile mücadeleye kesintisiz devam edilmelidir; eşit işe eşit ücret söylemimiz savunulmalıdır. Teknolojinin ve bilimin gelişmesiyle birlikte mesleğimizin eğitim müfredatı da hızla değişime uğramaktadır. Eğitimdeki değişim, meslek içi eğitimlerle desteklenmelidir. Bu ve benzeri sorunların mesleğimizin genel sorunları olduğu ve sorunlarımızın birden fazla meslek disiplinin faaliyet alanını kapsadığını bilerek çözümün, yasa yapıcıyı ve yerel yönetimleri kitlesel tepkimizle ikna edilebilecegimizden hareketle TMMOB birlikteliğinde faaliyet göstererek, kesintisiz mücadele etmek için;
Meslek Odası yapılanmasına, hayatın merkezine vicdan ve merhameti koyarak; mesleki ve toplumsal sorumluluklarımı yerine getirme çabasıyla, Geleceğimiz olan genç meslektaşlarım ile birlikte üretmek birlikte yönetmek için 20 Şubat 2022 Pazar günü yapılacak şeçimlerde; Yönetim Kurulu Başkanlığına adayım.