Gelişen teknoloji, nüfus artışı, tüketim gibi faktörler dış aydınlatmanın elektrik tüketimindeki payını her geçen gün artırırken, son yıllarda ışık kirliliği de önemli bir çevre sorunu olarak öne çıkmaya başladı. Başkanlığını Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yaptığı Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği de Bursa özelinde yaptığı araştırma ile kirliliğinin hem ekonomiye hem de insan sağlığına olan olumsuz etkilerini gözler önüne serdi. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Amatör Astronomi Derneği ve isikkirliligi.org işbirliğinde Bursa genelinde ışık kirliliği ölçümleri yapıldı. Kent nüfusunun yüzde 90’ının yaşadığı 1021 farklı noktada yapılan ışık kirliliği ölçümlerinin sonucunda ışık kirliliği haritası oluşturuldu. Işık Kirliliği Araştırma Projesi Sonuç Raporunda; 2016 yılında güncellenen ABD Hava Kuvvetleri Savunma Meteoroloji Uydusu Programı ile yeryüzünün uzaydan elde edilen gece görüntüleri kullanılarak elde edilen bilimsel verilere de yer verildi. Bu verilere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 97,8’i ışık kirliliği altında yaşıyor ve nüfusun yüzde 49,9’u Samanyolunu hiç görmüyor.
Büyük ekonomik kayıp
Prof.Dr. Zeki Aslan’ın danışmanlığında hazırlanan projede ışık kirliliğinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri de gözler önüne serildi. Projenin sonuç raporunda, Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği’nin yaptığı bir araştırmaya göre, dış aydınlatmalarda ışığın yüzde 30 kadarının boşa gittiği belirtildi. Güncel rakamlara göre, bu yanlış uygulamaların maliyetinin ABD’de yılda 3,5 milyar dolar, İngiltere’de ise 53 milyon sterlin tutarında enerji kaybına neden olduğu vurgulandı. Türkiye’de henüz böyle büyük ölçekte bir çalışma yapılmadığının belirtildiği raporda, 1997 yılında yapılan çalışmada uydu görüntüleri kullanılarak bazı şehirler için hesaplar yapıldığı, İstanbul’dan 13,6 milyon kilovatsaat, Ankara’dan 6,8 milyon kilovatsaat ve Bursa’dan ise 1,8 milyon kilovatsaat elektrik enerjisinin uzaya gönderildiğinin hesaplandığı kaydedildi. Aradan geçen 20 yıllık süre içinde bu değerlerin çok daha büyük rakamlara ulaştığı ifade edilirken, 2012 yılında Eskişehir kent merkezinde ve 2017 yılında Bursa ili Nilüfer ilçesinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, tüm Türkiye’de bugün itibariyle yaklaşık yıllık 400 milyon TL tutarında enerjinin boşa gittiği tahmin ediliyor. Son yapılan araştırmada, Bursa’da yanlış aydınlatmadan kaynaklı kaybolan toplam ışık miktarının yıllık 759,3 milyon lümen, ekonomik karşılığının ise 21,13 milyon TL olduğu hesaplandı.
Fazla ışık şişmanlatıyor
Bursa Işık Kirliliği Araştırma Projesi Sonuç Raporunda ışık kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çekildi. Raporda ışığın sağlığa etkileriyle ilgili şu görüşlere yer verildi: “Yapılan araştırmalar, gece maruz kalınan fazla ışığın aşırı kilolu olma (obezite), depresyon, uyku bozukluğu, diyabet, meme kanseri ve başka hastalıklara yakalanma riskini arttırdığını göstermektedir. 24 saatlik gündüz/gece döngüsü, canlıların fizyolojik süreçlerini belirleyen, biyokimyasal mekanizmaları denetleyen biyolojik saatini etkiler. Evrimsel süreç içinde bütün canlılar gibi, insanlar da bu döngüye ayak uydurmuşlardır. Gece karanlıkta salgılanan melatonin hormonu, vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlar, kansere karşı koruyucu direncini arttırır. Sadece geceleyin ve karanlıkta salgılanan melatonin hormonunun bilinen etkileri şöyle sıralanabilir; hücreleri yenileyici, yaşlanmayı geciktirici ve antioksidan özelliğe sahiptir, uykuyu tetikler, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kolesterolü düşürür ve tiroit, pankreas, kadın ve erkek üreme sistemleri ile böbreküstü bezlerinin düzgün çalışmasına yardımcı olur. Aydınlık süresinin uzaması veya aniden ışığa çıkılması melatonin salınımını baskılar, üretimini durdurur. Benzer şekilde, gece vardiyasında çalışan kadınlar üzerinde yapılan klinik araştırmalar, meme kanseri riskinin arttığını göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), “biyolojik saat bozulmasına sebep veren vardiya çalışmalarını” olası kanserojen olarak listelemektedir. Lösemi ve diğer kanserlere yakalanan kişilerin özellikle tedavi süreçlerinde kesinlikle karanlık ortamda yatırılmalarının/uyumalarının istenmesinin sebebi de bu gerçeklere dayanmaktadır.”
Araştırmada ayrıca ışık kirliliğinin çözümü yerel olan küresel bir sorun olduğuna da dikkat çekildi.