İnegöl Belediyesi, aralık ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Yerli ve Milli Olmak” konulu seminer düzenledi. Beşinci Mevsim Kültür Merkezinde gerçekleşen seminerde, Türker Akıncı Moderatörlüğünde Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Gazeteci Nedim Şener gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Yerli ve milli olmak konusu ile ekonomideki dalgalanma ve alınan önlemlerin masaya yatırıldığı programa, ilçe halkının ilgisi de yoğun oldu.

AW497493_02

Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri ve STK temsilcileri ile kalabalık vatandaşların katıldığı programda, güncel konulara ilişkin tespitler ve değerlendirmeler yer aldı.

AW497493_03

Moderatör Türker Akıncı’nın, Gazeteci Nedim Şener’e gündemin ana başlığını oluşturan ekonomideki dalgalanmaya ilişkin yönelttiği soru üzerine Şener, “Bu tür ekonomik dalgalanmalarda, ben burada bir krizden bahsetmiyorum bu ciddi bir dalgalanmadır.

AW497493_04

Bu durumlarda en çok kaybeden insanlığımız oluyor. Neden yakıştıramıyoruz bu olanları? Bu millet, 15 Temmuz gibi bir gecede canını ortaya koydu. Abdestini alıp, ailesiyle vedalaşıp şehit oldu. Şimdi başka insanlar başka bir yaklaşım gösterince onlar farklı bir tutum alıyor.

AW497493_05

Şu anda teknik olarak ne yaşandığını kimse bilmiyor. Cumhurbaşkanı konuştu, döviz düştü. Peki o zaman Cumhurbaşkanı daha önce neden konuşmadı? Başka bir şey var.

Biz bunu 2001 yılı krizinde de sonradan öğrenebildik. Hangi bankaların ne kadar döviz alımları yaptığını, Halk Bankası’nın o an ihtiyacı olan paranın IMF talimatıyla verilmeyerek Türkiye’nin krize sokulduğunu Onun için bugün hangi güçler o doları yükseltiyorlar, bunlara karşı devletin aldığı birtakım önlemler var. Onların etkili olduğunu varsayıyoruz şu anda. Bu etki devam ederse doların 12-13 bandında kalabileceğini ve bunun ihracatta da bir rekabet gücü sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

Bu ekonomik dalgalanmanın sebepleri ve kimlerin organize ettiği konusunda da Mete Yarar’a soru yönelten Akıncı’nın sorusu üzerine Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar “Buraya gelen insanlar farklı bir şeyler söylememizi istiyor ama aslında cevabı sizler de biliyorsunuz.

Çok sancılı bir dönemden geçiyoruz. Dün akşam bir programda Doktor unvanlı bir konuk vücudun güçlü olması durumunda bu vücudun tepkileri böyle vermeyeceğini söyledi.

Tansiyon yükselir, düşer belli bir skalada gidersiniz dedi. Dedim ki vücut güçlüyse ve birileri bu vücudun yemeğine her gün ısrarla zehir katıyorsa ne yapacaksınız. İstediğiniz kadar sağlam vücutlu olun.”

Burada konu para değil

Yaşananların bir kriz olmadığına da vurgu yapan Mete Yarar, “Bugün bizim de cevabını tam olarak bulamadığımız sorular var. Bir taraf iş arıyor, bir taraf işçi arıyor. Kriz var demek için üretimin olmaması gerekiyor.

Bu yaşanan süreçlerin hiçbirine kriz diyemeyiz. Ortada işçi arayan bir grup var, Türkiye ihracat rekorları kırıyor O zaman burada başka bir şey var. Biz başka bir şey yaşıyoruz. 2011 yılı çok belirgin bir tarih.

MİT krizi, gezi olayları, Libya’da Kaddafi’nin, Arap Baharı süreci ve ardından Suriye’de olayların başlaması dahil olmak üzere 2011 yılında Merkez Bankasının rezervleri sadece 2011 yılının cari açığını kapatmaya yetmiyordu.

Enflasyon 13’lerde, faiz 6 buçuklardan 5,75’e düşürülüyor. Devletin borçlanmasına bakıyoruz, o zaman borçlanma daha yüksek. İhracat o gün 160 milyar ve dolar 1,65 Ortada kriz falan da yok. Normalde kriz o zaman olması lazım.

Bugün faiz indirimini eleştirenler, o gün enflasyon 13 iken faizin indirilmesini olumlu karşılıyordu. O zaman yanlış politika demediniz. Peki bugün ne değişti de her şey geçmişe göre iyi gitmişken, doğalgazın bulunduğu, ihracatın arttığı, anormal bir borçlanmanın yaşanmadığı dönemde ne oldu.

O zaman burada konu para değil. Bunu parayla açıklayamayız. Bunun cevabını aslında bu işi yapan adamlar bize verdi. Hatırlıyorsanız Rahip Brunson olayında Trump sizi dolarla cezalandırıyoruz demişti.

Ama içimizde Amerikalılardan daha fazla Amerika’yı savunan bir grup var. Amerika bize bunu yapmamıştır falan diyorlar. Arkasından Biden seçime girmeden önce Türkiye’deki iktidarı değiştireceğiz diyor.

Neyle değiştireceksin? Darbe yemedi, PKK yemedi, FETÖ yemedi, DHKPC yemedi, çıkartılmaya çalışılan olaylar yemedi, Doğa Akdeniz yemedi, Suriye, Irak yemedi. Ne kaldı elde, ekonomi.

Türkiye’de her şey çok iyiydi adamlar geldi bu hale getirdi demiyorum. Ama dünyada herkeste olan problemi birileri sizin ülkenizde kaşıyorsa, buradan nemalanmak istiyorlar demektir.”

Tek derdimiz üretmek, kalkınmak olmalı

Yaklaşık 2 saat süren seminer sonunda, Belediye Başkanı Alper Taban da sahneye davet edildi. Başkan Taban, salonu dolduran vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada; “Keyifli bir program oldu. İyi bir insan, iyi bir Müslüman, iyi bir vatan evladı olmak zorundayız.

Bu memleket hepimizin, bu ülke hepimizin Bizim bir tek derdimiz olması lazım, bu ülkede en güzel şekilde üreterek, kalkınarak yolumuza devam etmeliyiz. Pastayı büyütürsek refahımız artacak.

Mutlaka burada yapılan konuşmaların pek çoğunuzun duygularına da tercüman olduğunu düşünüyorum. Kiminize söylenenler acı gelebilir. Bizler de siyasetin içerisindeyiz.

Hatalarımız, eksiklerimiz, yanlışlarımı olabilir. Ama kasten olmamalı. Eksiklerimiz varsa düzeltmeyi bilmeliyiz. Kimin için çalışıyoruz, bu ülke ve aziz milletimiz için. Onurlu ve haysiyetli bir şekilde daha çok çalışmaya devam etmek zorundayız. Ben katılımlarından dolayı misafirlerimize, bizleri yalnız bırakmadığınız için siz değerli vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.”

Bu mücadeleyi fert fert her birimiz vermeliyiz

Kaymakam Eren Arslan da her ferdin bu mücadele içerisinde yer alması gerektiğine dikkat çekerek “Tek derdimiz memleketimiz, insanımızın daha güzel yaşaması, ülkemizin tam manasıyla güçlü, üreten, yükselen, geçmişte olduğu gibi dünyada adaletin, hukukun, insan haklarının savunucusu olan atalarımıza layık, onlar gibi olabilmek. Derdimiz bu.

Ama bunun kolay olmadığını, bulunduğumuz coğrafyanın, yaşadığımız ülkenin, aldığımız mirasın çok kıymetli ve çok zor olduğunun da farkında olmalıyız. Bu farkındalık bizi güçlü kılmalı. Bu farkındalık değerlerimize, tarihimize, geleceğimize, evlatlarımıza, doğru anlatılmalı ve yeni nesle doğru yön vermeliyiz.

Bu manada televizyonlarda kendilerini dinleyip istifade ettiğimiz kıymetli konuklarımız bizlere güzel örnek oluyorlar. Kendileri de altını çizdi, bu mücadeleyi fert fert her birimiz vermeliyiz. Birilerine ihale etmek işin kolaycılığı. Daha çok çalışıp ülkemizi hak ettiği yerlere taşımalıyız.”

Kaynak: iha