Günümüzün en büyük çevre sorunlarından biri haline gelen küresel ısınma, akıllı şehirlerde daha belirgin bir şekilde kendini göstermeye başladı. Artan sıcaklıklar, bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanın yaşam kalitesini de olumsuz etkilediği görülüyor. Şehir Plancısı öğrencisi olan Ahmet Gemici, bu durumun ancak akıllı şehirlerin sahip olduğu teknolojik altyapının ekolojik temelli çözümlerle bütünleştirilmesinde yattığını dile getirdi.
Gemici, "Yeşil alanların, parklardaki gölgelendirme sistemlerinin kullanımı, sıcaklık artışını önemli ölçüde düşürebiliyor. Bununla birlikte, yenilikçi binaların çatılarında ağaçlandırma ve sokak ile caddelerin ağaçlandırılması da sıcaklık kontrolünde etkili çözümler sunuyor. Akıllı sensörler, enerji verimli teknolojiler ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen bu yapılar, şehirlerdeki ısı adalarının oluşumunu engelliyor. Binaların konumlandırılması da kentsel iklimi önemli ölçüde etkiliyor. Binaların düzenli ve açık bir şekilde yerleştirilmesi, rüzgarın şehir içinde sirkülasyonunu sağlayarak, sıcaklık artışını sınırlandırabilir. Rüzgarın şehir içinde dolaşabilmesi, yaz aylarında daha serinletici bir ortam oluşturur. Ayrıca, yeşil alanların ve su yüzeylerinin konumlandırılması da rüzgar sirkülasyonunu destekler. Akıllı yeşil altyapı çözümleri, aynı zamanda kentsel biyoçeşitliliği de artırıyor. Yağmur bahçeleri, yeşil çatılar ve duvarlar, kuşlar, böcekler ve diğer canlılar için doğal yaşam alanları sağlıyor. Bu sayede, akıllı şehirlerin ekolojik ayak izi azaltılarak, şehir sakinlerinin doğayla iç içe yaşaması mümkün hale geliyor." ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak, akıllı yeşil altyapı, akıllı şehirlerde yükselen sıcaklıklara karşı etkili ve sürdürülebilir bir çözüm olarak öne çıkıyor. Şehir plancıları, mimarlar ve karar vericiler, bu yaklaşımı benimseyerek, geleceğin dayanıklı ve yaşanabilir akıllı şehirlerini inşa edebilirler.