AK Parti Bursa İl Başkanlığında düzenlenen protestoya Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu, İlim Yayma Cemiyeti, İnsan Medeniyet Vakfı Hareketi, BİHMED, Ensar Vakfı, TÜGVA, 28 Şubat Platformu, Medeniyet Derneği ve AK Parti Bursa İl Başkanlığı katıldı. Düzenlenen protesto gösterisinde kadınlar ellerinde pankartlarla 28 Şubat post modern darbesini protesto etti.
Düzenlenen etkinlikte tüm sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "25. yılını geride bırakan ve ’post-modern’ darbe olarak adlandırılan 28 Şubat süreci, milletimizin inancına, iradesine, değerlerine, insan haklarına, demokrasiye ve özgürlüklere yapılan fiili bir darbedir. Motivasyonunu 27 Mayıs darbesinden alan 28 Şubat; bir darbenin tarihi olduğu gibi vesayetin, antidemokratikliğin, karanlık bir zihniyetin de ismi olarak tarihe geçmiştir. 28 Şubat’ta sözde ’irtica tehdidi’ ile medya, darbeci zihniyete ram olarak ’Topyekun Savaş’ manşetleri atmıştır. Ankara sokaklarında tanklar yürütülmüş, anti-demokratik MGK kararları alınmış, ’demokrasiye balans ayarı’ denilerek dönemin hükümeti istifaya zorlanmıştır. ’1000 yıl sürecek’ dedikleri 28 Şubat Post-Modern darbesi ile insanlar ayrımcı, ötekileştirici, insan haklarına aykırı uygulamalara maruz bırakılmış, milyonlarca insanın hayatı karartılmıştır" dedi.
"Psikolojik baskılara maruz bırakılan kızlarımız eğitimini bırakmak zorunda kaldı"
Kadınlarımız ve genç kızlarımız, bu karanlık sürecin en büyük mağdurlarından olduğunu belirten Gürkan, "Darbecilerin kurduğu ikna odalarında nice kadın, inançları hiçe sayılarak horlanmış ve baskıya maruz kalmıştır. Başörtüleri açılmaya zorlanmıştır. Bu odalarda psikolojik baskılara maruz bırakılan kızlarımızın çoğu üniversitelerdeki, liselerdeki eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalmış ve etkisi bugün dahi süren travmalar geçirmiştir. Getirilen kanunsuz başörtüsü yasağı ile kadınların çalışma hayatında var olmaları engellenmiştir. Siyasi görüş ve inancından dolayı insanların; çalışma, eğitim, ibadet, düşünce ve ifade özgürlükleri gibi temel hakları ellerinden alınmıştır. Ülkesi, milleti için çalışan ve üreten sermaye dahi kategorize edilerek ’yeşil sermaye’ adı altında ötekileştirilmiştir. 28 Şubat darbesi, vesayetçi sistemin ilk tezahürü değildir; maalesef sonu da olmamıştır. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi de aynı kaynaktan beslenen vesayetçi sistemin dışa yansıyan bir suretidir. Ülkemizde yaşanan bazı gelişmelere ve dillendirilen, mırıldanılan, hayali kurulan özlemlere bakılırsa 28 Şubat zihniyeti ne yazık ki bazı mahfillerde hala diriliğini korumaktadır. Devletimizin 28 Şubat’ın acılarını sağaltmak ve iyileştirmek adına yaptığı muazzam çalışmalarına rağmen bu zihniyetin söylemleri, eylemleri ve kamuflajlı darbe yılları nostaljileri; kabuk bağlayan yaralarımızı kanatmaktadır" şeklinde konuştu.