Ukrayna’nın Odessa kentinde üniversite eğitimi alan Atıf Taşdemir (23), memleketi Bursa’nın İnegöl ilçesine 3 gün süren tehlikeli yolculuk sonucu ulaştı.
Odessa Ulusal Tıp Üniversitesi Diş Hekimliği 3. Sınıf öğrencisi, savaşta insanlık dramının yaşandığını anlatırken duygulandı.
Taşdemir, “Perşembe günü, güne bomba sesleriyle uyandık. Böyle bir şeyin olacağını biliyorduk. Zaten diken üstünde uyumuştuk. Gök yüzüne baktığımızda Rusya’nın füzeleri, havada imha ediliyordu. Ondan sonra hemen önlem aldık. Yere düşen bir bombada camlar patlamıştı. Pençelerin önünü kapattık ve güvene aldık. Uyku uyumadık. Artık tahliye yoluyla ülkeden çıkabileceğimizi anlamıştık. Bize Dışişleri Bakanlığı ulaştı. Evden çıkmamamızı ve dikkatli olmamızı söylediler. Ukrayna’da İnegöllü bir ağabeyimiz vardı, bizi aradı ve götüreceğini söyledi. Yanımıza bavulları aldık. Biz sığınakları kullanmadık. Evimizin güvenliği olduğunu düşündük. Sığınaklarda hengâme vardı. O yüzden kullanmadık. Savaşın ilk sıcak anlarını yaşadık. Fabrikalar bombalandı. Odessa da savaşı yaşadık. Büyük patlamalar oldu. Evimizin karşısında fırın vardı, ekmekler tükenmişti. Ekmek almak için riske girip uzun bir yol yürüdük. Sonrasında İnegöllü tanıdığımız bizi aracına aldı ve Romanya sınırına gitmek üzere yola çıktık. Çoğu eşyamızı evde bıraktık. Şehir çıkışlarında askerler tarafından çevirmeler vardı. Sokaklarda sabotajcılar vardı. O yüzden güvenlik üst seviyedeydi. Biz şehirden çıktıktan sonra limanlar bombalanmaya başladı. 4 saat süren yolculuğun ardından Romanya sınırına ulaştık. Romanya sınırında feribotla, Romanya’ya geçtik. Romanya ya geçmek için 30 saat bekledik. Çünkü uzun araç kuyrukları vardı.” dedi
İnsanların zor durumda olduğunu kaydeden Taşdemir, "Annelerin kucaklarında yeni doğmuş çocuklar vardı. Yorgun olan çocuklar vardı. Erkeklerin ülke dışına çıkışlarına izin verilmiyordu. Çünkü erkekler, savaşmak için ülkesinde kalmak durumundaydı. Bir baba, yeni doğmuş olan çocuğunu son kez kokladı ve ayrıldı. Hiç unutamadığım andır o. Üzerimizden uçaklar geçiyordu ve şehri vuruyordu. Çok zor bir 30 saat geçti. İnsanlar canını kurtarma peşindeydi. Kargaşalar yaşandı. Çatışma seslerini duyuyorduk. En çok üzüldüğüm şey; sucu günahı olmayan bebeklerin canlarını düşünmemdi. İnsanlar Romanyalı görevlilere ‘Artık bizi içeri alın’ diye bağırdılar. Çocuklarını yere yatırıp, üzerine örttükleri montla uyutmaya çalıştıklarını gördüm. Çok kötü bir tarihe tanıklık etmiş oldum.” şeklinde konuştu.
Romanya sınırından içeri girdiklerini aktaran Taşdemir, “Sonrasında vapura bindik ve karşıya geçtik. Romanya da hiçbir zaman unutamayacağım, bir misafirperverlikle karşıladılar. İnanılmaz güzel karşıladılar. Bize gıda yardımlarında bulundular. Çocukları doyurdular. Ücretsiz verdiler her şeyi. İnanılmaz bir insanlık örneğiydi. Aracımızın içinde yattık" diye konuştu.
Destek verenlere teşekkür
Kendisine destek verenlere de teşekkür eden Taşdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonrasında Bulgaristan’a geçtik. Oradan da ülkemizin Dereköy sınır kapısına vardık. Kendi vatanımıza geldiğimizde gözyaşlarımızı tutamadık. Çünkü çok zor şeyler yaşamıştık. Bir insanın belki de görebileceği zor anlara tanıklık ettik. Kötü bir tarihti. Yolculuğu yaşamayan bilemez. Savaşın hiçbir türlüsü doğru değildir. İstanbul’dan İnegöl’ümüze geldik. Burada da güzel karşıladılar. Geride kalanlara çok üzüldüm. Dualarımız hep onlarla. İnşallah bu savaş sivil insanların ölmediği büyük bir savaş olmaktan çıkar ve biter. Bize destek veren herkese teşekkür ederiz. Dış işleri bakanlığı çok uğraştı. Çok teşekkür ederiz.”.
“Eğitimin yarım kaldığını söyleyen Taşdemir, “Eğitimimiz uzun bir süre devam etmeyecek. Türkiye’nin oradaki Türk öğrencilerin eğitimi için çalışma yapacağına inanıyorum. Milli Eğitim Bakanlığının bir çalışması olacaktır. Umarım mağdur olmayız.” ifadelerini kullandı.