Ukraynalı gelin Alesya Aydın geride bıraktığı anne ve babasına cep telefonundan torunlarını izletirken Rus bombardımanına bir kez daha şahit oldu. Ukraynada kalan dede ve anneannenin Rus bombardımanı sırasında yaşadığı korku ve panik anları canlı yayında kameraya yansıdı. Harkov’dan kaçtıktan sadece bir kaç saat sonra oturduğu evi bombalanan Alesya Aydın, Anne ve babası ile birlikte geride bıraktığı tüm yakınlarını Türkiye’ye çağırdı.
Telefonda anne ve babasının yaşadığı ölüm tehlikesine tanıklık eden Ukrayna’lı gelin Alesya Aydın, "Ne olur savaş dursun. Anne babalarımız ölmesin. Putin halkına yalan söylüyor. Ukrayna’dan ne istediğini bilmiyoruz" dedi.
Rusya’nın saldırısı üzerine 1 aylık bebekleri ile birlikte Ukrayna’dan ayrılarak Türkiye’ye gelen Bursalı Murat Aydın ile Ukrayna’lı eşi Alesya Aydın, yaşadıkları korku dolu anları anlattı. Kaldıkları Harkov’daki evlerinin çevresinde bombalar patladığını ifade eden Aydın, 50 saat süren otobüs yolculuğunun ardından ilk önce İstanbul’a oradan da Bursa’ya geldiklerini söyledi.
Üniversite eğitimi için 2007 yılında Ukrayna’ya giden ve orada ticarete atılan Murat Aydın, 2018 yılında çalışmak için işe aldığı Ukrayna vatandaşı olan Alesya ile dünya evine girdi. Ukrayna’nın Harkov kentinde yaşayan çiftin 26 Ocak 2022’de Asya ismini verdikleri kızları dünyaya geldi. Anne-baba olmanın mutluluğunu doyasıya yaşayamayan Aydın çifti, bebek henüz 26 günlükken, kendilerini savaşın ortasında buldu. Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleri ile Romanya’nın başkenti Bükreş’ten Türk Hava Yolları uçaklarıyla tahliye edilen kafileler arasında yer alan Aydın ailesi ilk önce İstanbul’a, oradan da ailesinin yaşadığı Bursa’ya geldi.
Yaşadıkları korku dolu anları ve 50 saatlik yolculuğu o anları tekrar yaşayarak anlatan Murat Aydın, şöyle konuştu;
"Rus askerlerinin sınıra yığınak yapma olayını biz televizyondan izliyorduk. Ama bu şekilde Ukrayna’nın her yerini bombalayacaklarını sanmıyorduk. Gece yarısı bomba sesleriyle gözümüzü açtık. 4-5 saat kendime gelemedim. Eşim benden daha tecrübeliydi. 2014 yılında aynı şeyi yaşamıştı. O beni sakinleştirdi. Aklımıza ilk gelen şey buradan biran önce kurtulmaktı. Ertesi gün evimizi boşaltıp, 2 kilometre daha batı bölgesinde olan arkadaşımızın evine sığındık. Çünkü biz Rusya sınırına 15 kilometre Belgrad otoyolu girişinde kalıyorduk. Bombalamalar sürekli devam etti. Dışişleri Bakanlığı çağrı merkezini aradık. Tren olduğu söylenince biz hemen birkaç arkadaşımızı alarak, onların arabasıyla, eşya, bebek bezi, bebek maması alamadan, kendimize bile elbise alamadan ayrıldık. Oradan bomba sesleri altında hızlı bir şekilde tren garına geçtik."
Harkov’dan kaçtıktan sadece birkaç saat sonra evlerinin bulunduğu bölgenin bombardımana tutulduğunu belirten Aydın, "Biz kendi canımızdan çok bebeğimizin canını düşündük. Onu nasıl oradan kurtarabiliriz diye düşündük. Oradaki öğrenci arkadaşlarımız için çok endişelendik. Yeni gelenler vardı, ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bizim çıktığımız gün Harkov darmaduman edildi. Bombalar Valilik binası, evimizin çevresindeki binalara, normal vatandaşlara da isabet etmeye başladı. İnsanlar ölmeye başladı. Rusya lideri, ’Bu halka zarar vermeyecek bir operasyon’ demişti. Ama tamamen halk zarar görüyordu. 7 vagonluk trenle 500’e yakın Türk vatandaşı Ukrayna’dan tahliye edildi. Biz Çernovitsi’yi son durak olarak biliyorduk. Fakat yol güzergahı sürekli değişti. Işıklar kapatıldı, telefonların ışıklarını kapatmamız söylendi. 14 saatlik yolculuk 28 saat sürdü. Polis eskortu eşliğinde Romanya sınırına geçtik. AFAD çadırından ihtiyaçlarımızı giderdik. Bükreş Havalimanı’na gitmemiz de 12 saat sürdü. 1 saat içerisinde, uçağımız sıkıntısız bir şekilde havalimanına indi" dedi.
Eşimin ailesi halen orada onlar için çok endişeliyiz
Geride kalan eşinin ailesi için endişelendiklerini belirten Aydın, "Eşimin annesi, babaannesi, anneannesi, erkek kardeşi ve onunu eşi ile 2 kızı var. Hiçbir şekilde yardım ulaştıramıyoruz. Onlar şu an Lugansk bölgesi Lisicanka ilinde kalıyorlar. Hatta eşimin orada bir dairesi vardı. Bugün dairesinin bulunduğu binaya roket isabet etti. Bu insanlar ne yapacak? Bu savaş daha ne kadar gidecek? Bir koridor oluşturulsun, oradaki insanlar tahliye edilsin. Ukrayna halkı böyle yalnız bırakılamaz. Böyle bir şey olamaz. 21’inci yüzyılda yaşıyoruz. İnsanlar açlıktan ölecek. Ya bomba ile öleceksin ya açlıktan öleceksin" diye konuştu.
Yaşadığı korku dolu anları anlatan Alesya Aydın ise, "Biz kurtulduk. Ama orada kalan çok insan var. Ailemiz, dostlarımız orada. Savaş istemiyoruz. Savaşın durması lazım. Barış istiyoruz. Çocuğum için çok korktum. Şu anda Ukrayna halkına soykırım uygulanıyor. Çünkü sadece askeri bölgeler değil, şu anda bombalar direkt halkı hedef almaya başladı. Şu anda insan cesetleri sokaklarda. Putin halkına yalan söylüyor. Ukrayna’dan ne istediğini bilmiyoruz. Ne olur anne babalarımız ölmesin savaş biran önce dursun" diye konuştu.
Canlı yayında bombardımana tutuldular
Alesya Aydın geride bombalar altındaki Ukrayna’nın Harkov kentinde geride bıraktığı anne ve babasıyla, Türk eşinin Bursa’daki baba ocağından canlı telefon görüşmesi yaptı. 1 Aylık kızları Asya’yı Ukrayna’da kalan dedesi ve anneannesine gösteren Alesya Aydın’ın telefonun diğer ucundaki anne ve babasının birden bire panik olmasıyla hayatının şokunu yaşadı. Harkov’daki anne ve baba kızlarına yeniden bombardımanın başladığını belirtirken yaşadıkları panik anları o sırada kameralara yansıdı. Ukraynadaki anne ve babasının hayatından endişe eden genç kadın onları Türkiye’ye çağırdı. Anne ve babasının gelecek durumda olmadıklarını söylemesi üzerine bu sefer telefonu ilk kez görüştükleri Murat Aydın’ın annesi aldı. Anne Aydın’da Ukraynalı dünürlerini Türkiye’ye gelmeleri için ikna etmeye çalışsada, Ukraynalı dede kendisinin ve oğlunun savaşacak yaşta olduğunu ülkesini terk etmeyeceğini söylemesi dikkat çekti.