Nereden bu yoğurdun bolluğu?..Annelerimiz babalarımız hemen bizi sorguya çekerdi bu güzel Atasözuyle...


Hesap vermek zorundaydık ve hesap da verirdik....Onurumuz için şerefimiz için.....Hiçbir şey saklanmaz gizlenmezdi..


Çocukluğumuzda annemiz bir komşuya giderken bizi tembihlerdi açmısınız dediğinde "sağolun tokuz" derdik aç olduğumuzu parasız olduğumuzu bildirmek aile sırrıydı... içimizde saklardık sınavlara girmek için değil kursa gitmek  için kitap alacak parayı bulamazdık yinede harçliklarimizdan araltırır alırdık  okur öğretmenin anlattığını beynimize kazırdık...Bugünkü teknolojik ve sanal zenginliğin olduğu bu dönemde bilgi yarışmasında ineğin yavrusuna ne denir diye soru sorulduğunda "oğlak" cevabı verilince gençliğin ne boş yetiştiğini hiç okumadığını araştırmadığını eğitimin ne hale geldiğini görmek içimi acıtıyor.....


İnsanların haberlerde sürekli işsizlik parasızlık açlıktan isyan etmelerini izlediğimde çaresizliğin insan onurunun önüne gectiğni görmek ne acı.... Pandemi mi buna sebep oldu yoksa insan karekteri mi değişti.... siyasal kirlilikmi?..


pekii ne oldu da herşey yandı bitti kül oldu... Geriye bakıyorum özlemle oysaki gelen gün daha güzel olması gerekirken herşey biraz daha derinleşiyor...
 

Tembellik...kolaycılık....


fütursuzluk  en önemlisi de saygisizlik ne ara olduksak  böyle?..mâlesef mihenk taşlarımız birer birer yıkılıyor...peki Umut varmı....Bilmiyorum.. Dünyanın dijital devriminin yasadigi dönemde umudumu yitirmek istemiyorum... pırıl pırıl zekalar geliyor ama velaâkin ülkede  değerli hiç birşey kalmıyor...


 Gelecek güzel olsun diye diliyorum!...