Türkiye ekonomisinin can suyu olan Bursa, bir takım yönetimler tarafından yine üvey evlat muamelesine layık görüldü.
Evet, İstanbul’dan sonra ekonomiye en çok katkı veren şehir ünvanına sahip Bursa’dan bahsediyoruz. Sanayisi, turizmi, tarihi ve sanatı ile ülkemize sayısız değer katan şehir ne yazık ki kazandırdığı değerler kadar değer görmemekte. Bunun elbette birçok nedeni var ancak şunu net olarak söyleyebilirim ki bu durum kesinlikle Bursa’nın milletvekillerinin ve belediye başkanlarının pasifliğinden kaynaklandığını ifade edebilirim. Parti fark etmeksizin eğer bu kentin yöneticisiyseniz bu şehrin sorunlarını Ankara’ya sert bir şekilde anlatmanız gerek. Çünkü zamanında tatlı dille anlatılan söylemler pek işe yaramış gibi gözükmüyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in düzenlediği haziran ayı değerlendirme toplantısında, Bursa devletten aldığı payda Türkiye’de 12’inci sırada olduğunu açıkladı. Düşünebiliyor musunuz? Ülkemize en çok ihracat katkısı sunan ikinci şehir Bursa, nüfusu ile ülkemizin en kalabalık 4. kenti Bursa, verilen devlet bütçeleri sıralamasında 12. sırada yer alıyor. Bu tablo bile başlı başına Bursa’ya verilen değeri gözler önüne seriyor.
Üvey evladın sorunu bununla biter mi? Tabii ki de hayır.
Onay verdikleri proje ve yatırımlara sonradan seçim kaybedilince ret yanıtıyla geri dönen Bakanlıklar Bursa halkını adeta cezalandırıyor.
68 vagon alımı için önce tamamını biz alacağız diyen Ulaştırma Bakanlığı sonrasında bu sayıyı 44 'e indiriyor. Bu sayı ile de intikamını alamayan bakanlık ‘Hiç birini biz almıyoruz, siz alın' diyerek Büyükşehir Belediyesi’ni yarı yolda bırakıyor.
Yine Bakanlık desteği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temelini attığı Üniversite-Görükle metro hattı projesinin bütçe taslağı bile olmadığı ortaya çıkıyor.
Şehirde trafik sorununa çözüm desteğinin alınamaması ve 10 yıla yakındır tamamlanmayan hızlı tren projesinin ne zaman biteceği hakkında net tarihin olmaması sadece sorunların bir kaçı.
Üstelik üvey evlat muamelesi yerel yönetim ile hükümet yönetiminin aynı olduğu zamanlarda başlaması ve devam etmesi daha acı bir durum değil midir? Bursa’da şu an yerel yönetimde iktidar yönetimine ters düşen bir yönetim anlayışı var. Vatandaş da bu durumdan pek hoşnut değildi ki sandıkta yıllar sonra bir değişikliğe gitti. Belki bir umuttur üvey evlat statüsünden çıkarız diye. Ancak gelin görün ki Mustafa Bozbey ve ekibi de buna çözüm getirecek güçte olamadı. Bozbey yönetimi göreve geleli 3 ay oldu. Geldiği günden bu yana güzel de işler yapmaya başladılar ancak bu pasif söylemler ile eleştiriler pek işe yaramıyor, yaramayacakta. Bursa yönetimi, merkez hükümetten hak ettiği değeri ve desteği alamadıktan sonra bu kentin sorunlarını çözüme kavuşturamaz. Bu işi sadece A partisi veya B partisi çözecek değil. Nasıl milli duygular için tüm ülke bir oluyorsak Bursa için de kent yöneticileri bir olması gerekiyor.
Ben de diyorum ki, yok mu koskoca Osmanlı Başkenti Bursa’da hakkımızı savunacak birileri?